Adım yoktu ilk başta. Sadece bir numaram vardı. Boynumda tasma yoktu, ama zincirin sesi hep kulağımdaydı. Bazıları, güçlü doğduğumuz için bizi “şanslı” sanır. Oysa şans, nasıl doğduğunla değil… Kimin eline düştüğünle ilgilidir. Ben, tüyüm parlak, gövdem güçlü diye sevildim. Ama zaman geçtikçe, bekledikleri o “saf ırk” ben değilmişim. Çenemdeki kıvrım, gözümdeki ifade onların hayaline fazlaydı. Ve bir sabah, hiçbir şey demeden kapıyı kapattılar. Şansım orada bitti sandım. Sonra biri geldi, gözlerimin içine bakmadan bir şeyler söyledi ve beni “şampiyon” yaptı. Beni alıp eve değil, kafese götürdüler. Meğer o sahiplik değilmiş… O bir biletmiş. Ringin ortasına çıkış bileti.
Köpek dövüşleri bir spor değil. Biz ringde değil, insanların kararlarında kaybettik. Ben kavga etmedim, kavga ettirildim. Yaralarımın çoğu dışımda değil, içimdeydi. Çünkü dövüşte bedenin kırılır, ama sevgisizlikte ruhun…
Şans mıydı, güçlü doğmak? Şanssızlık mı, benzememek o istenen kalıba?
Kim bilir…
Bazılarımız terk edildiği için kurtuldu, bazılarımız sahiplenildiği için yok oldu. Ben hâlâ tırnaklarımı yere yavaş basarım. Hâlâ bir alkış sesi duyduğumda titrerim.
Ama ilk kez...
Bir kafesin dışından yazıyorum.
— Boksör
Mağdur Şampiyon
patinot.com